Yargıtay’dan nişanlı genç kız için ‘aşağılama’ tazminat kararı
22 yaşındaki damat adayı ile 18 yaşındaki kız, ailelerinin isteği üzerine nişanlandı.
Çiftler arasında yaşanan tartışmanın ardından damadın ailesi gelinin evine gitti.
‘Damadın yanından vurdu’ iddiası
İddiaya göre damat tarafı gelini ve annesini dövdü.
Nişanın bozulmasıyla sonuçlanan arbedenin ardından açılan ceza davasında damat adayı ve annesi ceza aldı.
30 bin lira manevi tazminat davası açtı.
Olaylar nedeniyle komşuları tarafından küçük düşürüldüklerini ve küçük düşürüldüklerini belirten 18 yaşındaki gelin adayı ve annesi, 30 bin liralık manevi tazminat davası açtı.
Asliye Hukuk Mahkemesi’nde ifade veren genç kız, 18 yaşında nişanlandığını, nişan sürecinde aralarında bazı sorunlar yaşandığını, olay günü sanıkların evine geldiğini iddia etti. isimli şahıs, çıkan tartışma sonucu darp edildi.
“Komşularımız tarafından aşağılandık”
Sanıkların 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nde yaptıkları yargılama sonucunda genç kız suçlu bulundu. ‘kasten yaralama’Suçlarının cezasını çektiklerini, tüm komşu ve çevresine karşı küçük düşürüldüğünü ifade etti.
Davacı kız lehine 30 bin TL, annesi için 10 bin TL ödenmesi istendi.
Sanıklar, müstakbel damat ve annesi, iddiaları yalanladı.
Mahkeme direndi, Yargıtay girdi
Tarafları dinleyen mahkeme, komşularının rezaletine uğrayan genç kızın 8 bin annesine 11 bin TL manevi tazminat ödenmesine karar verdi.
Sanıkların karara itiraz etmesi üzerine devreye giren Yargıtay 4. Hukuk Dairesi, manevi tazminat bedelini çok yüksek bularak kararı bozdu.
Yeniden yargılamada mahkeme ilk kararında direndi.
Emsal karar: Tarafların kusur oranı dikkate alınmalı
Sanıklar bu karara itiraz edince bu kez Yargıtay Genel Kurulu devreye girdi.
Emsal kararda; “Hâkim, manevi tazminatın miktarını belirlerken, saldırıyı oluşturan fiil ve olayın mahiyeti ile tarafların kusur oranı, unvanı, işgal ettiği görev ve diğer sosyal ve ekonomik durumlarını dikkate almalıdır.”ifadeler yer aldı.
Yargıtay Genel Kurulu kararında mahkemenin verdiği tazminat miktarının haddinden fazla olduğu belirtildi:
“Gerektiği kadar”
“Miktarın tespitinde, her olaya göre değişebilecek özel durumlar ve kurallar olacağı dikkate alınarak, takdir yetkisini etkileyecek nedenler karar yerinde objektif olarak gösterilmelidir. Manevi tazminat bir ceza olmadığı için eşya hukuku ile ilgili herhangi bir zararı karşılamayı amaçlamaz. O halde bu tazminatın sınırı amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek ölçü, mevcut durumda arzu edilen tatminin etkisinin sağlanması için gerekli olduğu kadar olmalıdır.
“Daha fazla tazminat tutarı”
Tüm bu açıklamalar ve yasal düzenlemeler ışığında somut olay incelendiğinde; Sanıkların davacılara karşı davranışlarının tıbbi müdahale ile kolaylıkla giderilebilecek yaralama niteliğinde olduğu konusunda yerel mahkeme ile Özel Daire arasında herhangi bir ihtilaf bulunmamaktadır. Ancak olayın tarihi, olayın gelişimi, davacıların yaralanma derecesi, tarafların sosyal ve ekonomik durumları dikkate alınarak hükmedilen manevi tazminat miktarının davacı lehine olduğu kanaatine varılmıştır. davacı yüksektir.
“Önceki kararda direnmek hukuka aykırıdır”
Hal böyle olunca; Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, tutanak ve delillere ve iptal kararında açıklanan mücbir sebeplere göre, Hukuk Genel Kurulu’nca da kabul edilen Özel Daire’nin bozma kararı, uyulmalıdır, ancak bir önceki kararda direnmek âdet ve hukuka uygun değildir.